Kaç?k Prens Podcast: Psikoloji Ve Günlük Hayat Üzerine Söyleiler

İnsan beyninin sınırlarını, kısayollarını ve tuzaklarını konuştuk. Ne aklımıza gelen ilk şeye atlayacağız ne de deli gibi analizler kovalayacağız. Peki ne yapacağız? Dinleyelim, görelim (yani duyalım)!

Aile babası tarla farelerinden, romantik ve sergüzeşt titi maymunlarına, pavyoncu babunlardan tüccar lapin balıklarına geniş bir spektrumu ele aldık. Doktor Lapin'in ticari zekası önünde şapka çıkardık, hatta oğlan karne hediyesi olarak bisiklet istedi... Öyle bir balıkmış yani...

Toplam 2 haftalık tatilde People dergisine poz veriyor gibi fotolara sahip olmak için boğazından kesenler, bir beden küçük gelinlik alıp içine girmeye and içenler. Sağlıklı besleneyim, kendime ve çoluğuma çocuğuma iyi gıda yedireyim diye stres yapanlar. Sorularınızı işin uzmanı Doç. Dr. Mecit Öztop hocaya yönelttik. Siz de gıdalarla ilgili doğru bildiğimiz yanlışları merak ediyorsanız bölümümüz kaçmaz!

Baharın gelmesiyle gönül yayları gevşiyor. Floral (çiçek gibi) bir kayıtla, royal (kral gibi) bir bölümle ele aldık: Neden ayran gönüllü oluyoruz? Bizi bekleyen riskler neler? Herkese boncuk dağıtmalı mıyız? Büyük kabahatten kendimizi nasıl sakınmalıyız?

Çocuklukta bağlanma denilen şey nedir? Anne-baba ve bebekler arasındaki duygusal bağın nasıl oluştuğunu tartıştık.

Çevrenizde sürekli her şeyi kendine hak görenler mi var? Yoksa siz hep bir haksızlığa uğradım psikolojisinde misiniz? E ne mi yapacaksınız? Tabii ki bölümümüzü dinleyip çözüme ulaşacaksınız. Hayır ne olacaktı ki başka?

Her şey Bob Ross adındaki ressam amcanın yıllar önce TRT'deki Resim Sevinci programıyla başladı. Yarım saat içinde "Şuradan bir nehir geçsin, buraya bir ağaç koyalım" derken muhteşem doğa resimleri yapıyordu. O kadar kolay çiziyordu ki, sanki hepimiz yapabilirmiş, sanki hepimiz ortalamanın üstünde birer ressammışız gibi hissettirdi. Peki rahmetli Bob Ross olmasaydı da yine kendimizi ortalamanın üstünde görür müydük? Cevabı bu bölümde...

Neden sürekli dönüp dolaşıp ilişkilerimiz iyi de bitse kötü de bitse aynı kişilere dönme eğilimimiz var? Neden memnun olmadığımız halde aynı deterjanı almaya devam ediyoruz? Neden birilerine giydirip giydirip sonra yine gidip onlarla görüşüyoruz? Senenin bu son bölümünde aşinalık etkisini inceledik.

Garavel ustayı ağaca çıkartan, Rocky'ye greyder gibi adamı kendi evinde dövdürten o ilahi gücü tartıştık: Azim! Mermer muhabbetine girmeden, elegan biçimde sürdürmeye çalıştığımız bu kaydı bulmak için gram azmetmenize gerek yok, buradan gümüş kaşıkla sunuyoruz.

Siz de durduğu yerde duran, olduğu yerde kalanlardan mısınız? Yoksa kimseyi beğenmeyip bekar kalanlardan mısınız? Statüko bölümümüz sizin için gelsin!

Yalnızlık paylaşılmaz herkesle kaynaşılmaz diyen Duman mı daha çok merhabaya ihtiyaç var diyen üstat Charlie Brown mı haklı? Yalnızlık bölümümüzde ele aldık.

Hangi durumlarda daha çok pişmanlık duyarız? Bölümümüz keşke diyenler için...

"Terslikler de hep beni buluyor!" diyenlerden misiniz? Durumunuzu masaya yatırdık, reçeteyi yazdık.

Kuzey'in Kralı Melih ve Ejderhaların Babası Emre'nin yepisyeni sezonu bugün itibariyle açılmış bulunuyor. Aşk, tutku, entrika, macera ve daha birçok şeyi bulamayacağınız bu bölümde gurbet konusuna eğildik ve önümüzdeki programlarda neler tartışabileceğimizi istişare ettik. Lokum gibi, limonata gibi bir bölümle karşınızdayız.

Günlük hayattaki problemlerimize bir sosyal psikolog gibi nasıl yaklaşırız? Sosyal psikolojinin temel prensiplerini kullanarak bu bölümde kendi söküğümüzü dikmeye çalışacağız.

Metin Hara ve Adriana Lima ilişkisinden yola çıktık ve hafızamıza neden güvenmemeliyiz konusunu konuştuk.

Çöpçatanlık konusunda ne kadar becerikliyiz, onu konuştuk. Yani her şeye pek bir hevesli, pek bir inisiyatif adamıyız ama doğru mu yapıyoruz bu işleri? Bir de, neden bu networking aktivitelerine, kokteyllere gidip, köşede tüm şam fıstıklarını gömdüğümüzü ama bir türlü ilk adımı atıp "kaynaşamadığımızı" masaya yatırdık.

Bilgi yarışmalarındaki insanlar bilemeyince hangimiz gömmedik onları? Hemen kişiliklerine saldırmadık mı? Diğer faktörleri ne kadar dikkate aldık? Hata mı yaptık? Bu bölümde masaya yatırıyoruz.

Hani bazen diyoruz ya "alıp başımı gideceğim" diye... Sık sık alıp başını gitmenin de psikolojik etkileri var. Bu bölümde taşınmanın ve taşınma sıklığının psikolojik etkilerini tartışıyoruz. Mesele bir nakliyeci bulmaktan daha öte. Yaşam uzunluğuyla bile ilgisi var. Dikkatli olmak lazım :)

Nil Karaibrahimgil'in bizdeki yeri ayrı. Güzelim şarkısı çocuk-ebeveyn ilişkisi başta olmak üzere insan davranışı üzerine çok şey düşündürdü, biz de bölümümüzü şarkının aklımıza getirdiklerine adadık.